16 Kasım 2012 Cuma

Tweet’i At Kurabiyeyi Kap

 
 
Sosyal Medya ile ilgili gün geçmiyor ki yeni bir ürün ve yazılım çıkmasın. Köpeklerin tweet atmasını sağlayan Puppy Tweets, Facebook’tan arkadaşınızı dürttüğünüzde kola takılı alet sayesinde ona titreşim gönderen Poke Machine, C&A Facebook sayfasına konan ürünler beğenildiğinde, anında Sao Paulo’daki mağazasındaki ürünlerin üzerindeki dijital ekrana bunun yansıması gibi örneklerden bloğumda bahsetmiştim. Şimdi de tweet atıldığında kurabiye veren Cookie Box uzun süre konuşulacağa benziyor. Yazının devamı için lütfen tıklayınız.

12 Kasım 2012 Pazartesi

QR Code’un Kötü Kullanımına 10 Örnek

 
 
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte müşterilere farklı kanallardan ulaşmak isteyen firmalar verdikleri ilanlarda QR Code vererek insanları web sayfalarına yönlendirip yeni çıkardıkları ürünlerin duyurusunu yapıyorlar veya online alışveriş imkanı sağlıyorlar. Sadece şirketler değil üniversiteler bile bu kodlar sayesinde duyuru yapabiliyorlar. Mesela kampüs içindeki otobüs duraklarında QR Code’lara rastlayabiliyoruz. Akıllı telefonu ile bunu tarayan öğrenciler otobüs sefer saatlerini buradan görebiliyorlar. Böylece sıklıkla değişen ya da değişebilecek bir aktivite, indirim, yeni ürün lansmanı gibi şeyler için her zaman yeni bir broşür basma zorunluluğu ortadan kalkıyor, zaman kaybı olmuyor çünkü QR Code tarandığında cep telefonunuzda çıkacak bilgi kolaylıkla ilgili şirketin çalışanı tarafından bilgisayardan güncellenebiliyor. Yazının devamı için lütfen tıklayınız.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Markaların Hayatımızdaki Yeri

 
 
1980’lerde rahmetli Turgut Özal dışa açılım politikasını başlatana kadar ülkede yerli ürünlerin dışında hiçbir marka bulunmazken sonrasında yavaş yavaş yabancı şirketlerin ülkemize girmesine şahit olduk. Özellikle 1995’te Gümrük Birliğine girmemizin ardından yerli markaların yabancı markalarla rekabet edebilmek için yatırımlar yaptıklarını, Ar-Ge’ye ağırlık verdiklerini, kaliteyi ön planda tutmaya çalıştıklarını, lojistik konusuna önem verdiklerini, operasyonel maliyetlerini düşürdüklerini ve uygun fiyata ürün sağlamaya başladıklarını gözlemliyoruz. 2000’li yıllarda İMKB’de faaliyet gösteren şirketlerin bilançolarına baktığımızda gelir kaleminde faizin önemli bir rol oynadığını ama enflasyonun düşmesiyle beraber şirketlerin üretim, pazarlama ve satış üçgeninde kendilerini daha da geliştirdiklerini ve düşük faizli ortamda kar edebilmek için iyi ürünü iyi fiyata sunma çabasına girdiklerini görüyoruz. 2000’lerin sonunda ülkenin ileri gelen şirketlerinin CEO’ları da ekonomi dergilerine verdikleri röportajlarda zamanında faiz ve devlet tahvillerinin tatlı kar sağlamasından dolayı kendilerinin de buna ayak uydurduklarını ama geç de olsa günün koşullarına uyduklarını itiraf ediyorlardı.
 
Yazının devamı için lütfen tıklayınız.